Yapay zeka tarafından üretilen bilgi, görüntü ve videolar; algı, karar verme ve gerçeklik duygumuzu fark edilmeden dönüştürüyor. Yabancı akademik araştırmalar, bu dönüşümün özellikle psikolojik yanılgılar ve yanlış sağlık kararları açısından ciddi riskler barındırdığını ortaya koyuyor.
Yapay Zeka İnsan Psikolojisini Nasıl Etkiliyor?
Yapay zeka, son yıllarda yalnızca teknolojik bir ilerleme olarak değil, insan psikolojisini doğrudan etkileyen güçlü bir çevresel faktör olarak ele alınıyor. Harvard, Stanford, MIT ve Oxford gibi üniversitelerde yapılan çok sayıda akademik çalışma; yapay zeka destekli içeriklerin algı, güven, kaygı ve karar verme süreçleri üzerinde ölçülebilir etkiler oluşturduğunu gösteriyor.
Bu yazıda, yabancı akademik araştırmalar ışığında yapay zekanın insan psikolojisini nasıl etkilediğini, hangi bilişsel yanılgılara yol açabildiğini ve gerçek ile kurgu arasındaki sınırların bulanıklaşmasının günlük hayatımıza ve özellikle sağlık davranışlarımıza nasıl yansıdığını ele alıyoruz.
Yapay Zeka ve Güven Yanılgısı
Stanford Üniversitesi’nde yapılan psikoloji temelli çalışmalarda, yapay zeka tarafından üretilen metinlerin akıcı ve tutarlı olması nedeniyle kullanıcıların bu bilgileri insan uzman görüşüne yakın bir doğrulukta algıladığı gösteriliyor. Araştırmacılar bu durumu “akışkanlık yanlılığı” olarak tanımlıyor.
Bu yanılgı şu sonuçlara yol açabiliyor:
-
Yapay zeka çıktılarının sorgulanmadan kabul edilmesi
-
Hatalı bilgilerin fark edilmeden içselleştirilmesi
-
Özellikle sağlık ve psikoloji alanında riskli kararların alınması
Akademik literatürde, bu etkinin düşük sağlık okuryazarlığı olan bireylerde daha güçlü olduğu vurgulanıyor.
Bilişsel Tembellik ve Karar Verme Yetisinin Zayıflaması
MIT Media Lab tarafından yürütülen çalışmalarda, sürekli yapay zeka destekli önerilerle karşılaşan bireylerin zamanla kendi karar mekanizmalarını daha az kullandığı ortaya kondu. Bu durum literatürde bilişsel dış kaynak kullanımı olarak adlandırılıyor.
Uzun vadede:
-
Eleştirel düşünme refleksi zayıflıyor
-
Karmaşık durumlarda hızlı ama yüzeysel kararlar artıyor
-
Sağlıkla ilgili risk değerlendirmeleri hatalı yapılabiliyor
Bu etki, özellikle sürekli algoritmik yönlendirmeye maruz kalan genç kullanıcı gruplarında daha belirgin.
Yapay Zeka Kaynaklı Yanıltıcı Bilgi Üretimi
Oxford Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar, üretken yapay zeka sistemlerinin belirsiz veya eksik veriyle karşılaştığında “mantıklı ama yanlış” bilgi üretme eğiliminde olduğunu gösteriyor. Bu durum, kullanıcı tarafından fark edilmediğinde yanlış bilgilerin güvenle yayılmasına neden oluyor.
Sağlık alanında bu risk daha da kritik:
-
Yanlış tanı algısı oluşabiliyor
-
Bilimsel temeli olmayan tedavi yaklaşımları meşrulaşabiliyor
-
Hekim görüşü ertelenebiliyor veya tamamen dışlanabiliyor
Deepfake Görüntüler ve Gerçeklik Algısının Bozulması
Harvard Kennedy School bünyesinde yapılan medya ve psikoloji araştırmaları, yapay zeka ile üretilen sahte görüntü ve videoların bireylerde gerçeklik yorgunluğu oluşturduğunu ortaya koyuyor. İnsanlar gördükleri hiçbir içeriğe tam olarak güvenememeye başlıyor.
Psikolojik etkiler arasında şunlar öne çıkıyor:
-
Sürekli şüphe hali ve kaygı artışı
-
Kurumlara ve uzmanlara duyulan güvenin azalması
-
Komplo düşüncelerine yatkınlığın artması
Sağlıkla ilgili sahte videoların, özellikle kronik hastalar ve yaşlı bireyler üzerinde ciddi davranış değişikliklerine yol açtığı raporlanıyor.
Algoritmalar, Bilgi Balonları ve Psikolojik Kapanma
Cambridge Üniversitesi’nde yürütülen çalışmalara göre, yapay zeka destekli algoritmalar kullanıcıya sürekli benzer içerikler sunarak bilişsel yankı odaları oluşturuyor. Bu durum, bireyin yalnızca kendi inançlarını doğrulayan bilgilerle karşılaşmasına neden oluyor.
Sonuç olarak:
-
Yanlış bilgiler daha kalıcı hale geliyor
-
Sağlıkla ilgili korkular veya sahte umutlar pekişiyor
-
Bilimsel veriye karşı direnç oluşabiliyor
Yapay Zeka Temelli Reklam, Haber ve İçeriklerin Manipülasyon Riski
Yabancı akademik literatürde giderek daha fazla tartışılan bir diğer konu, yapay zeka destekli içeriklerin davranış yönlendirme ve manipülasyon potansiyelidir. Üretken yapay zeka sistemleri; kullanıcıların duygusal tepkilerini, korkularını ve beklentilerini analiz ederek son derece hedefli mesajlar üretebilmektedir.
Bu durum özellikle üç alanda risk oluşturur:
-
Reklam içerikleri: Yapay zeka, bireyin sağlık kaygılarını tespit ederek bilimsel dayanağı zayıf ürün ve hizmetleri ikna edici bir dil ile sunabilir.
-
Haber üretimi: Gerçek olaylar çarpıtılabilir, bağlam dışına çıkarılabilir veya duygusal tetikleyicilerle abartılabilir.
-
Sosyal medya içerikleri: Algoritmalar, etkileşim potansiyeli yüksek içerikleri öne çıkararak yanlış bilgilerin hızla yayılmasına neden olabilir.
Columbia Üniversitesi ve London School of Economics bünyesinde yapılan medya çalışmaları, bu tür içeriklerin bireylerde farkında olmadan yönlendirilmiş kararlar oluşturabildiğini ortaya koymaktadır.
Sağlık alanında bu manipülasyon riski daha da kritiktir. Korku, umut veya aciliyet duygusu üzerinden kurgulanan içerikler; bireyleri gereksiz tetkiklere, bilimsel temeli olmayan uygulamalara veya tedaviyi ertelemeye yönlendirebilir.
Psikolojik Dayanıklılık İçin Ne Yapılmalı?
Yabancı akademik literatürde ortak vurgu şu noktada birleşiyor: Yapay zekanın psikolojik etkileri ancak dijital farkındalık ile yönetilebilir.
Önerilen temel yaklaşımlar:
-
Bilginin kaynağını ve üretim şeklini sorgulamak
-
Sağlıkla ilgili konularda yapay zekayı tek başına referans almamak
-
Görsel ve videoların da üretilebilir olduğunu bilmek
-
Hekim ve uzman görüşünü temel almak
Yapay Zeka, Dezenformasyon ve İnsan Psikolojisi: Görünenin Ötesi
Yapay zeka, doğru kullanıldığında sağlık, eğitim ve bilgiye erişim alanlarında büyük fırsatlar sunar. Ancak akademik araştırmalar açıkça gösteriyor ki; sorgulanmadan kabul edilen yapay zeka çıktıları, insan psikolojisi ve sağlık davranışları üzerinde ciddi riskler oluşturabiliyor.
Bu yazı, Türkiye Sağlık Vakfı “Sağlık Gerçekleri” kitabının bir bölümü kapsamında Dr. Murat Balaban (Ph.D) tarafından hazırlanmıştır.
Kitap, okuyuculara sağlık alanına global bakış açısı sunmayı amaçlamaktadır. Makale yapay zekadan korkmak değil, onu bilinçli, eleştirel ve insan merkezli bir yaklaşımla kullanmanın önemine dikkat çekmektir.
Editoryal Not: Bu yazı; Harvard, Stanford, MIT, Oxford ve Cambridge gibi uluslararası akademik kurumlarda yayımlanan çok sayıda bilimsel çalışmanın ortak bulgularından yararlanılarak hazırlanmış yorumlayıcı ve bilgilendirici bir içeriktir. Metinde yer alan değerlendirmeler, bire bir akademik makale atfı niteliği taşımamakta; halk sağlığı, psikoloji ve dijital farkındalık alanlarında genel bilimsel eğilimleri okuyucuya aktarmayı amaçlamaktadır. Sağlıkla ilgili kararlar, yapay zeka veya dijital içerikler temel alınarak değil; hekim ve yetkili sağlık profesyonellerinin görüşü doğrultusunda verilmelidir.

1 Yorum
Bora Özkan
13-12-2025 10:26Yapay zekanın sadece teknoloji değil, aynı zamanda psikolojik bir mesele olduğunu bu kadar net anlatan nadir yazılardan biri. Özellikle dezenformasyon ve sağlık kararları arasındaki ilişkiyi görmek düşündürücü