Covid-19 küresel salgını, hemen hemen her şeyi yapma şeklimizi değiştirdi. Çalışma düzeni, okul, market alışverişi yapma şeklimiz ve cilt bakımına yaklaşımımız gibi.
Ekranların karşısında daha fazla zaman geçirdikçe, daha fazla insan "umutlu parıltılar" arıyor ve evde tedaviler "yeni normal" haline geldi.
Uzman dermatologlar, plastik cerrahlar, bilim adamları ve estetisyenler cilt bakımı trendlerinin ne kadar büyük olacağına dair görüşlere sahip.
Cilt maske tedavileri
Cilt farmakolojisi uzmanı olan Dr. Elsa Jungman, cildinize nazik ve destekleyici olan daha fazla cilt bakım ürününün yaygınlaştığını söylüyor. Maske uygulamaları ve sık temizlikten kaynaklanan tahrişin etkisini dengelemeye yardımcı olmak için cilt bariyeri ve mikrobiyom.
“Akneye neden olan belirli bakterileri öldürebilen bakteriyofaj teknolojisi gibi akne tedavileri etrafında umut verici birçok yenilik görüyorum” diye ekliyor. "Ayrıca cilt bariyerini güçlendirmek için yağlar ve lipitler gibi cildi yenileyen bileşenleri öneriyorum."
Kozmetik dermatolog Dr. Paul Jarrod Frank, topikal antibiyotikler öneriyor. Enflamasyonu (yangı, iltihaplanma) önlemek için tüm cilt tipleri için güvenli olan lazer, ardından şişlik ve kızarıklığı azaltmak için yüz kriyoterapisi ve gelecekteki akneleri temizlemek ve önlemek için antibiyotik yüz kremi kullanılabilir.
Evde peeling
Şehirlerin ne zaman ve ne kadar süreyle karantinada kalacağının tahmin edilemez doğası nedeniyle, kimyasal peeling gibi popüler cilt bakım tedavilerinin daha etkili ev versiyonlarını göreceğiz. Profesyonel kalitede malzemeler ve adım adım talimatlar içeren ev kitleri, donuk bir cildi tazeleyen ve yaşlanma, renk değişikliği ve lekeler gibi belirli cilt sorunlarına hitap eden, kullanımı güvenli tedaviler sunuyor.
Alt yüz tedavileri
"Yakınlaştırma etkisi" olarak adlandırılan, daha fazla insan kendilerini ekranlarda gördükten sonra yüzlerini kaldırmanın ve sıkılaştırmanın yollarını arıyor. "Hastalar özellikle orta yüzlerindeki, çenelerindeki ve boyunlarındaki gevşeklik veya sarkmaları gidermenin yollarını arıyor" diyor plastik cerrah Dr. Norman Rowe.
"Dudak dahil olmak üzere yüzün alt kısmına (yanaklar, çene ve boyun) odaklanan cilt sıkılaştırma tedavilerinde bir artış olacağını” tahmin ediyor. Elmacık kemiklerine ve çeneye dolgular, boyun kaslarına yerleştirilen botoks ve genel sıkılaştırma için mikro iğneleme ile radyofrekans uygulamaları artıyor. Ayrıca bu prosedürden sonra evde iyileşmenin rahatlığı ve zaten halka açık yerlerde yüz maskeleri takıyor olmamız da etkili oluyor.
Lazerler ve mikro iğneleme
"Bu yıl birçok hasta prosedürler için kliniklere gidemediği için, fotodinamik terapi ve kırışıklıklar için ışık kullanan YAG ve PDL lazerlerinin bir kombinasyonu gibi lazer tedavilerinde bir artış olacağını düşünüyorum." diyor Dr. Markowitz.
“Mikroiğneleme dermatolojide ilk yapılmaya başladığında biraz şüpheciydim, ancak o zamandan beri uzun bir yol kat etti. Örneğin Co2'yi mikro iğneleme ile birleştirmek akne izleri olan hastalar için harikadır" diye ekliyor.
Kozmetik ürün içeriklerinde şeffaflık
Bir üründe hangi bileşenlerin kullanıldığı (ve bunların nasıl tedarik edildiği) konusunda daha eksiksiz şeffaflık 2021'de önemli olmaya devam edecek, çünkü tüketiciler cilt bakımlarında kullandığı ürünlerde hammadde içeriğinde ne olduğunu bilmek istiyor.
Artık riskli içerik barındırmayan güzellik ürünlerine olan yüksek talep, onu her zamankinden daha erişilebilir hale getirdi.
CBD cilt bakımı
Markowitz, "kenevir yağının cilt bakımındaki etkinliğini belirlemek için daha fazla klinik çalışma ortaya konduğu için CBD'ye olan ilginin artacağını" tahmin ediyor.
Mavi ışık cilt bakımı
"Zamanımızın çoğunu bilgisayar ekranlarında, cep telefonlarında ve tabletlerde çalışarak geçirmeye devam ettiğimiz için mavi ışık koruması giderek daha önemli hale gelecek ve bu da HEV ışığından erken yaşlanmaya neden olabilir" diyor Dr. Ross. UV/HEV koruması için tercih ettiğiniz güneş kreminin SPF 33 olmalı diye ekliyor.
Kozmetikte sürdürülebilirlik
Küresel ısınma giderek daha fazla sorun haline gelirken, güzellik markaları ambalajları, formülasyonları ve karbon ayak izlerini daha büyük ölçekte azaltmak için optimizasyon yoluyla sürdürülebilirliği ele almanın daha akıllı yollarını arıyor. Dr. Barb Paldus, “Aslında karbon ayak izini azaltan şeker kamışı atıklarından üretilmiş geri dönüştürülebilir yeşil polietilen şişeler kullanıyoruz ve 2021 yılına kadar tamamen, yüzde 100 negatif karbondioksit emisyonuna sahip olacak tek malzemeli ambalajlara geçiyoruz” diyor.
